SU MASALI
OYUNLAR
SU MASALI
“Hepimiz çelimsiz birer su
damlası olabiliriz ama bir araya geldiğimizde ırmak oluruz, deniz oluruz,
okyanus oluruz...”
Evvel zaman içinde,
kalbur saman içinde buralardan çok da uzak olmayan ülkelerden birinde Suyu Bol
köyü varmış. Adından da anlaşılacağı gibi bu köyde ırmaklar gürül gürül çağlar,
yer altı suları dağları çatlatır yollara taşarmış. Su bol olunca köyün sakinleri
suyun kıymetini bilmez olmuşlar. Açık unutulan musluklar, yollara dökülen sular
ve kirletilen ırmaklar su damlaların sabrını taşırmış.
Su damlacıkları bir
toplantı yapmışlar ve insanlara onların kıymetini bilmeleri gerektiğini
anlamaları için insanları kendilerinden mahrum bırakmaya karar vermişler.
Derken bir anda musluklar akmaz, dereler çağlamaz olmuş. Kuraklık günden güne
daha fazla etkiler olmuş bu Suyu Bol Köyü’nü..
Su olmayınca Değirmenci Ruşeym Efendi buğday üretemez olmuş, fırıncı
Madam Şoko ekmek pişiremez olmuş...
Fakat bu durumdan en çok
manav Rıza etkilenmiş. Elinde solmasından korktuğu çiçeğiyle nehir yatağına
gitmiş ve yalvarıp yakarmış. Derken bir anda çağlamış dere yatağı ve dile
gelmiş Nehir Ana. Demiş ki “Eğer bütün köyün umutlarını nehir yatağına getirip
dökerseniz tekrar musluklarınızdan akar, derelerinizden çağlarız...”
Epey düşünüp taşındıktan
sonra razı olmuşlar umutlarını nehir yatağına dökmeye. Fakat aramışlar
taramışlar köyde kimsede umut bulamamışlar. Su gidince umutları da gitmiş köy
sakinlerinin. Sonra çocuklar gelmiş akıllarına, çocukların umutları tükenmez
diye düşünüp toplamışlar çocukların umutlarını bir çuvala ve götürüp atmışlar
nehir yatağına.
Derken bir anda çağlamaya
başlamış sular, toprak filizlenmiş yeniden. Deniz dolmuş ağzına kadar. İşte
böylece bu Suyu Bol Köyün sakinleri artık anlamış ki; her bir su damlasında
çocuklarının umutları saklı. Ziyan edecekleri her bir su damlası aslında
çocuklarının umudu, yani geleceği. Tabii gözü gibi bakmaya başlamışlar artık
suya. İsraf etmek şöyle dursun, kendiliğinden gelen yağmur sularını bile
değerlendirir olmuşlar.
Gökten üç elma düşmüş.
Biri anlatana, biri dinleyenlere biri de suyunu israf etmeyenlere...